Hz. Muhammed ile Hz. Haticenin aşkını, iki nehir gibi birbiriyle karışıp aşk denizine dönüşen evliliklerini "Çöl Deniz/Hz. Hatice" isimli kitabında anlatan Sibel Eraslan; "Peygamberimiz, Haticenin aşkına emanet edildi" diyor...
Gülden AYDIN'ın röportajı...
* Hz. Meryem, Hz. Fatımanın biyografisinin ardından şimdi de Hz. Muhammedle Hz. Haticenin aşkını romanlaştırdınız.
- Edebiyatın beni daha özgürleştirdiğini gördüm. İlahiyatçı değilim ve din hakkında bir kadının konuşması çok kolay değil. Din tarihleri de yüzyıllardır erkeklerin kaleminden çıktı. Şayet edebiyata yaslanmasaydım, dinsel bir kitap yazmaya cesaret edemezdim.
* Mümin erkekler bu kitabınızı da okurken zaman zaman irkilecek, kaşlarını çatacak.
- Bu kitap Hz. Muhammedin sav hayatı değil. Eşi, sevgilisi, ilk aşkı olan Hz. Haticenin hayatı. Çok güçtü tabii. Çünkü son peygamber, bir insanın gelebileceği en kâmil manada son örnek ve Allahın sevgilim diye hitap ettiği bir suret. Bu parlak cevherin yanındaki kadına projektör yönlendirmek çok kolay değil. Kadrajı kadının üzerine getirmek için yoğun bir çaba sarf ediyorsunuz. Seküler manada ikisini birbirinden ayıramazsınız. Aşk, iki nehrin bir denize dökülmesi gibi.
* Bu aşkı İslam tarihinin satır aralarında kaç yıl aradınız?
- On yıldır düzenli okuyorum. Biz hürmetle onları kendimizden uzaklaştırmışız. Bu hürmet, bilgisizliği ve kolaycılığı da getirmiş. Onlar gelmiş geçmişler, azizeler, kutsal kadınlar. Peygamberlere eş, anne olmuşlar. Bunun dışında bir bilgimiz yok. Oysa kadındılar. Biz bugün kadın olarak neyle karşılaşıyor, hangi zorlukları yaşıyorsak, onlar daha da zorunu yaşıyorlardı.
* Hz. Hatice nasıl bir kadın?
- Kızların diri diri toprağa gömüldüğü, had safhada ataerkil bir devirdeydi. İki evlilik yapmış, birinci eşini kaybetmiş, ikinci eşinden boşanmış ve kendinden genç bir erkekle evlenecek. Önceki evliliklerinden çocukları var. Bugünden baktığınızda bile çok kolay şeyler değil. Sevgiyle, aşkla, çok kez fedakarlıkla ama aklıyla, direnciyle, kendi seçimleriyle hayatı omuzlamış çok güçlü bir kadın. Fevkalade hayran oldum. Hz. Meryem de çok güçlü ama onda hep masumiyet, mağduriyet vurgusu var. Hz. Haticede mağduriyet, çekilen çileler var ama aynı zamanda hayatı kendi iradesiyle kurma fikri de var. Çok cesur bir kadın. Aklın ve cesaretin simgesi. Son peygamberin de yeryüzünde emanet edildiği kişi aynı zamanda. Haticenin gözleriyle bir kere daha seviliyor Hz. Peygamber. Cenabı Allah onu sevdi, yeryüzüne gönderdi ve onu bir kadının aşk dolu gözlerine emanet etti.
* Neden bir kadına emanet etti?
- Başka bir arkadaş, yoldaş var edebilirdi. Bu bir erkek, ordu olabilirdi. Ama ilk vahyin indiği gün koştuğu, Beni örtün diyerek kendini teskin etmesi için sarıldığı kadındır. Bunu çok önemsedim.
İSLAM TARİHİNDE ÖRNEĞİ YOK
* Yazmaya karar verdiğinizde hata yapma, maksadı aşma, günah işleme kaygılarınız, vazgeçmeniz için nasihatler oldu mu?
- Nasihat almadım, yaşım büyüdü. Ama kendi otokontrollerim nedeniyle hasta oldum. Bir yılda yazdım. Kitabın son dört ayında çok hastaydım. Bu yaz çok zor geçti. Çölle çok bütünleşmiştim. Bazen evin içinde güneş gözlüğü takıyordum. O yakıcı, göz kamaştırıcı ışığı hissediyordum. Dişlerimin arasında kumlar vardı sanki. Yakın çevremdekiler, oğullarım çok endişelendiler. Hata yapmak, hürmeti çiğnemekten korkuyordum. Sıradan insanlar için aşktan bahsedilmesi, hayayı çok titretici bir iş. Hele ki İslami kesimin içerisindeki bir kadının aşktan bahsetmesi çok zor bir şey. Bir de bu Hz. Peygamberin özel hayatı, aşkı olunca büyük bir baskıyı kendi kendinize uyguluyorsunuz. Kitap bitti, uzun süre yürümekte zorluk çektim. Yerlerde sürünüyordum. Yeni yeni kendime geliyorum.
* İslam tarihinde Hz. Muhammed ile Hz. Haticenin aşkının anlatıldığı bir örnek daha var mı?-
Bildiğim kadarıyla yok. Hz. Peygamberin hayatı hep yazılmıştır. Hem edebiyatta hem İslami bilimlerde bir gelenektir. Hz. Haticenin gözleriyle aşka bakmayı denediğim için yeni. Yöntem olarak edebiyata yaslanarak hikayesini yazmak, benim yolumu açtı. Kız çocuklarının ilahiyat tahsilini çok önemsiyorum. Kadın duyarlılığını ortaya çıkarmak konusunda önümüzü açacaklar. Bir edebiyatçı olarak bu araştırmalara bir yol açma dileğindeyim.